Periferik (çevresel) sinirler, omuriliğin dışında kalan ve vücudumuzu ağ gibi saran sinirlerdir. Bunlar ya hareketle ilgili motor ya da duyu ile ilgili duysal sinirlerdir.Daha ayrıntılı bilgi ‘Kas ve Sinir Hastalıkları (Nöromüsküler Hastalıklar)’ bölümünde verilmiştir. Sinirin kendisi akson, siniri çevreleyen kılıf ise miyelindir; iletinin hızlı olabilmesi miyelin kılıfı sayesindedir.
Periferik sinirlerin hastalıklarına nöropati denir. Nöropatilerde, el ve ayaklarda güçsüzlük ve uyuşma-yanma-karıncalanma gibi belirtiler görülür. Güçsüzlük, motor (hareketle ilgili) sinirlerin bozukluğundan, uyuşma ise duyu sinirlerinin bozukluğundan kaynaklanır. Sinirlerin kendisi (akson) veya kılıfı (miyelin) ya da her ikisi birden hastalanmış olabilir. Sinirin kendisi hastalanırsa aksonal, kılıfı hastalanırsa demiyelinizan nöropati söz konusudur.
Sinirler tek tek etkilenebilir. Buna en tipik örnek, median sinirin avuç içinde tendonlar arasından geçerken sıkışması ve başparmak, işaret parmağı ve üçüncü parmak olmak üzere el parmaklarının uyuşmasına, zamanla elin güçsüzleşmesine neden olmasıdır. Oldukça sık rastlanan bu duruma ‘bilek kanalı sendromu’ veya ‘karpal tünel sendromu’ denir. Kadınlarda, diyabetlilerde, kilolu kişilerde ve elini çok kullananlarda daha sıktır. Diğer bir örnek, ulnar sinirin dirsekten geçerken sıkışmasıdır; yüzük parmağı ve küçük parmağın uyuşmasına ve zamanla yine elin güçsüzleşmesine neden olur. Örneğin, bilgisayar kullanırken dirseğini çok bükenlerde görülebilir.
Polinöropatiler ise sinirlerin toplu halde hastalanmasıdır. Öncelikle ayaklar, hastalık ilerledikçe eller etkilenir. Uyuşma-karıncalanma-ağrı ve güçsüzlük gibi belirtiler ortaya çıkar. Hasta yürürken ayağı takılır, daha sonra ellerini iyi kullanamaz olur. Belirtiler simetriktir, yani sağ ve sol taraf eşit olarak etkilenir.
Nöropatilerde en önemli laboratuvar incelemesi EMG’dir. Nöropatinin var olup olmadığı, varsa hangi sinir/sinirlerin tutulduğu, bu tutulumun ne tip olduğu EMG sayesinde anlaşılır. EMG ile aksonal veya demiyelinizan polinöropati ayırımı yapılması tanı açısından yönlendiricidir.
Polinöropatiler, edinsel veya genetik olabilir.
Edinsel polinöropatiler
Doğuştan olmayan, sonradan ortaya çıkan polinöropatiler arasında otoimmun ve metabolik hastalıklar ile vaskülitleri sayabiliriz. Birkaç örnek verelim:
Guillain Barre Sendromu
Otoimmun bir hastalık olan Guillain Barre (Gilen Bare) Sendromunda (akut enflamatuvar demiyelinizan polinöropati) güçsüzlük çabuk ilerler, birkaç gün içinde birçok hasta yürüyemez, kollarını kaldıramaz hale gelir. Bu hastalığın en korkulan tarafı solunum güçlüğünün gelişmesidir. Bu bakımdan hastaların genellikle hastaneye yatırılarak tedavi edilmeleri gerekir. Tanı, EMG ve beyin omurilik sıvısı (BOS) alınarak konur. Solunumun yakından izlenmesi ve solunum yetmezliği gelişirse mekanik ventilasyonla solunumun desteklenmesi gerekir. İntravenöz immunoglobulin (İVİg) veya plazma değişimi sayesinde hastalık daha çabuk düzelir. Hastalık çoğunlukla haftalar-aylar içinde tamamen veya büyük ölçüde düzelir ve bir daha tekrarlamaz.
Kronik enflamatuvar demiyelinizan polinöropati (CİDP) isimli Guillain Barre Sendromuna benzeyen ama daha yavaş seyreden başka bir otoimmun hastalık ise kortizon veya İVİg verilerek tedavi edilir ve iyi sonuçlar alınır.
İsimlerinden de anlaşıldığı gibi her iki otoimmun hastalıkta da miyelin kılıfı tutulmuştur (demiyelinizan polinöropati).
Diyabet ve diğer nedenler
Diyabetin polinöropatiye neden olması oldukça sıktır, başlangıç aşamasında dahi sinirlere olumsuz etki yapabilir. Diyabet sinirleri çeşitli şekillerde etkiler. En sık görülen diyabetik polinöropati, ayaklarda yanma-batma-karıncalanma-ağrı gibi yakınmalarla başlar, daha sonra yakınmalar ellere geçer, ilerleme yavaştır. Diyabet, polinöropatiden başka tek tek sinirleri de etkileyebilir. Öncelikle diyabetin tedavisi şarttır. Ağrıya yönelik ilaçlar yararlıdır.
Aşırı alkol alımı çok önemli bir polinöropati nedenidir. Bundan başka böbrek ve karaciğer hastalıkları , vitamin (B12) eksikliği gibi birçok neden olabilir. Bunlar, kan incelemeleriyle ortaya çıkarılır ve bulunan nedene yönelik tedavi yapılır. Romatolojik hastalıklar ve kanser de polinöropati nedeni olabildiğinden şüphe varsa araştırılmaları gerekir. Polinöropatinin önemli bir nedeni ilaç kullanımıdır, bazı ilaçlar sinirleri olumsuz etkileyebilir, ilaçların kesilmesiyle hastalık yavaş yavaş düzelir. Tüm bu edinsel nedenlerde hastalanan daha çok aksonun kendisidir (aksonal polinöropati).
Polinöropati nedeni olan bir hastalık grubu da sinirleri besleyen damarların hastalığıdır (vaskülitler). Bu damarlar, bazen de romatolojik bir hastalık sonucu tutulur. Vaskülitten şüphelenilirse sinir biyopsisi yapmak gerekir, vaskülitler sinir biyopsisinin en çok işe yaradığı hastalıklardır. Tedaviyle hastalar genellikle ileri ölçüde düzelir.
Genetik polinöropatiler
Genetik hastalıklar genellikle çocukluk ve gençlik yaşlarında başlar ve yavaş ilerler. Ailede benzer bir hasta olabilir. Anne-babanın akraba olması otozomal resesif genetik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Herediter duysal-motor polinöropati (Charcot Marie Tooth Hastalığı, Şarko Mari Tut Hastalığı), otozomal dominant, otozomal resesif veya X’e bağlı resesif olabilir. Ayakların aşırı çukur, bacakların ince olması tipiktir. Özellikle yürüme güçlüğü ile başlar. Bir çok tipleri vardır. Miyelin veya akson tutulabilir. EMG yönlendirici olur ama ayırım ancak genetik incelemelerle yapılır.
Genetik hastalıkların henüz bir tedavisi yoksa da ailevi amiloid nöropati gibi yeni tedavilerin çıktığı genetik hastalıklar vardır.
Görüldüğü gibi, polinöropatinin tanısını koymak kolaydır, ancak nedenini bulmak her zaman kolay değildir. Nedeni araştırıp bulmak, böylece polinöropatinin tedavisini sağlamak yüz güldürücüdür. Eğer ağrı varsa ağrıya yönelik ilaçlarla hastanın rahatlaması sağlanabilir. Fizik tedavi yapılması önemlidir.